Yukarı
Halkbank Kültür ve Yaşam
fade
14301
post-template-default,single,single-post,postid-14301,single-format-standard,eltd-core-1.1.1,flow-ver-1.4,,eltd-smooth-page-transitions,ajax,eltd-blog-installed,page-template-blog-standard,eltd-header-standard,eltd-fixed-on-scroll,eltd-default-mobile-header,eltd-sticky-up-mobile-header,eltd-menu-item-first-level-bg-color,eltd-dropdown-default,wpb-js-composer js-comp-ver-5.4.7,vc_responsive

Dilimizde Damağımızda Tuz

Eski toplumlar et/balığı konserve şeklinde tuz sayesinde saklayabilmiş… Tarihte ünlenen pek çok şehir tuz ticareti sayesinde şehirleşmiş. Ve hatta Roma’da kimi yerlerde tuz bir ödeme şekliymiş. 21’inci yüzyıla geldik o hâlâ insanlığın beyaz altını! Denizlerden, göllerden, kayalardan çıkıp damağımızda yer etmiş de dilimizden geri mi kalmış? Hayır. Bakın tuz, hayat içinde derdimizi anlatmaya nasıl derman olmuş…

#1

Bir iş veya görevde az da olsa emeği geçmiş olmak.

#2

Bir şeyin hoşa gitmesi, onun birtakım nitelikler taşımasına ve bu niteliklerin de gerektiği oranda bulunmasına bağlıdır.

#3

Onarılmayacak biçimde kırmak, paramparça etmek.

#4

Üzüntüyü, kusuru artıracak durum yaratmak.

#5

Birine, düşüncesinde aldandığını ve aklının bir şeye ermediğini ya da abarttığını anlatmak için söylenen bir söz.

#6

Eski zevki kalmamak, yavanlaşmak, tatsızlaşmak.

#7

Bir işten zarar görmemek, kazancı yolunda olmak.

 1,605 okunma

akin aksoy